İsrail, Katar’da ateşkes müzakereleri için toplanan Hamas yöneticilerine saldırı düzenledi. ABD’nin şartlarının masada tartışıldığı bir zeminde, başka bir ülkenin başkentinde böylesi bir baskını görmek, uluslararası arenada terör devletinin yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor. Gazze’de süren çatışmalarla birlikte uzun süredir devam eden zorluklar, bugün dünyaya net bir şekilde gösteriliyor: Krizler sadece bölgesel değil, küresel bir boyut kazanıyor.
İçine düştüğümüz tabloya bakıldığında, Türkiye kendi güvenliğini güçlendirmek ve toprak bütünlüğünü korumak için kararlı adımlar atarken, dış politikada da kendi savunma sanayisini güçlendirme yönünde kaydedilen ilerlemler dikkat çekiyor. Gücünü kendi imkanlarıyla pekiştiren bir Türkiye vizyonu gün geçtikçe daha belirginleşiyor ve bu süreçte devlet kurumları ile özel sektörün uyumlu çalışması öne çıkıyor.
Öte yandan Türkiye’nin iç siyasetinde, CHP’nin iç karışıklıkları ve çeşitli tansiyonlar gündemin merkezine oturuyor. İktidara yönelik eleştiriler” ve bazı açıklamalar, dış politika ile iç dinamikler arasındaki gerilimin bir yansıması olarak okunuyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sözleriyle de görüldüğü üzere, ülkedeki kutuplaşma ve tansiyon yükselmiş durumda. Bu durum, ulusal güvenlik ve milli çıkarlar açısından ikinci bir kaybı kabul etmeyen bir tutum gerektiriyor.
Bir yanda, dış tehditlere karşı koymak ve stratejik bağımsızlığı savunmak için hareket eden Türkiye; diğer yanda iç tartışmalarda kıvılcım taşıyan muhalefet argümanlarıyla mücadele ediyor. Geleceği inşa edenlerle, Türkiye’yi zayıflatmaya çalışanlar arasındaki fark her geçen gün daha netleşiyor.
Karar sizin: Türkiye’nin savunma ve güvenlik odaklı güçlenişi mi, yoksa iç politikadaki kırılmalar mı? Bu ikilemin, ulusal güvenliğe ve ekonomik istikrara olan etkileri, ilerleyen süreçte daha belirginleşecektir.
Not: Sözcük anlamı olarak ‘Takoz Argo’ ifadesiyle, engellemeyi işaret eden bir kullanım bulunmaktadır. Bize kalemle yazmayı öğreten Rabbimize şükürler olsun.

