Gemlik Körfezi kıyılarında yoğunlaşan ve çoğu zaman büyüklükleriyle dikkati çeken denizanaları, balıkçıları kara kara düşündürüyor. Müsilajdan tamamen kurtulduğumuzu söyleyenler şimdi bu yeni kabusla karşı karşıya kalırken, Marmara Denizi’nde avcılık giderek zorlaşıyor.
Gemlik Su Ürünleri Kooperatifi Başkan Vekili Kadir Aksu, ilkbaharda müsilaj nedeniyle denize çıkamadıklarını, müsilaj bittikten sonra ise denizanesi yoğunluğunun ezici boyutlara ulaştığını belirtti. “Denize bu kez denizanası yüzünden ağ atamayacağız. Ağlar patlıyor, kollara yüzünüz geliyor ve bu da güçlü bir acıya yol açıyor,” ifadesini paylaştı.
“Denizanası oranı, olması gerekenin belki 10 katı kadar fazla. 10 metrekarelik alanda 20-30 denizanası bulunuyor; bir ağın 300 metre uzunluğunda olduğunu düşünün, yüzlerce denizanesi nasıl kaldırılacak?” şeklinde konuşan Aksu, fiziksel zararın yanında insanlar için risklere de dikkat çekti. Karadeniz ve Ege açık denizlerinde dağılım gösteren bu tür, Gemlik ve İzmit körfezlerinde özellikle sıkıntı yaratıyor.
EkoLojik dengesinin bozulduğunu anlatan Aksu, “Çocukluğumuzdan beri denizdeyiz; şimdi bu yoğunlukla karşılaşmak ekolojik dengeyi bozuyor,” dedi. “Özellikle Marmara Denizi’nin kontrol altına alınması gerekiyor.”
Deniz balıkçılığı için yatırımlar yapıldı ancak bu kez denizanesi engeliyle karşılaşıyoruz; Kasım-Aralık’a kadar sürmesi halinde küçük ölçekli balıkçı kendini çevirecek durumda kalmayacak,” diyerek, kredilerin erişilebilirliğine de değindi. “Müsilaj tekrar ortaya çıkabilir; ne yapacağımızı şaşırdık. En mantıklısı Marmara Denizi’ni balıkçıya kapatmak olabilir,” sözleriyle durumu özetledi.
Mustafa Sarı, Marmara Denizi Eylem Planı Bilim ve Teknik Kurulu Üyesi olarak, su sıcaklıklarının rekor kırdığı ve kirleticiliğin azalmadığı bir ortamda plankton patlamalarının yağdığını vurguladı. Bu durumun denizanalarının üremesi için elverişli bir zemin hazırladığını belirten Sarı, “Büyük balıklar ise Marmara’da artık çok az. Toplam avın %90’ı hamsi, istavrit, sardalya gibi küçük pelajiklerden oluşuyor; büyük balıklar yok denecek kadar az,” ifadelerini kullandı.
Çözüm perspektifi olarak, atık suyun arıtılmadan denize bırakılmaması gerektiği vurgulandı. Aksu, “Bir litre bile atık suyu arıtmadan denize bırakmamalıyız. Marmara özel, kırılgan ve şu an ağır yaralı bir deniz,” dedi. Ekosistem temelli balıkçılık yönetimine geçilmesi, belirli boyutların üstündeki teknelerin Marmara’da kullanımının sınırlandırılması ve kirliliğin avcılıkla birlikte ele alınması gerektiğini belirtti. Denizanalarının popülasyonunun düşmesi için atık su yönetimi ve avcılık politikalarının uyumlu hale getirilmesinin şart olduğuna vurgu yaptı.
