Türkiye siyasetinde son günlerde yaşanan gelişmeler, özellikle CHP’nin içsel krizleri ve yönetim zafiyetleri üzerinden yeniden gündeme taşınıyor. Yolsuzluk ve rüşvet suçlarıyla hapse giren bazı belediye başkanlarının ardından, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması süreci, kriz yönetimi konusunda CHP’nin yetersizliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
CHP Genel Merkezi’ndeki söylemler ise toplumu yatıştırmaya ya da hukuki süreci düzgün yürütmeye odaklanmaktansa, kaosu körükleyen bir duruşa dayanıyor. Bu tür kritik anlarda liderliğin temel görevi, topluma güven vermek, süreci hukukun sınırları içinde takip etmek ve kamuoyunu kriz siyasetiyle meşgul etmemektir.
Bir diğer dikkat çekici gelişme ise bazı CHP’li belediye başkanlarının AK Parti’ye geçişleri. Bu hareketlerin arkasında kişisel çıkar arayışından çok, CHP içindeki dağınıklık, disiplinsizlik ve kaos ortamından uzaklaşma isteği yatıyor. AK Parti ise kurumsal yapısı, disiplinli teşkilat anlayışı ve hizmet odaklı siyaset tarzı ile bu isimlere güvenli bir liman sunuyor.
Öte yandan CHP’nin adalet konusundaki tutumu da göze çarpıyor. Kendi lehlerine açılan kararlarda “bağımsız yargı” söylemlerine yaslanan açıklamalar yaparken, aleyhlerine gelişen süreçlerde adalet kurumlarını hedef alan ifadeler kullanmaları, toplumsal samimiyetsizlik algısını güçlendiriyor.
Türkiye’de adaletin güvence altına alınması, herkes için eşit derecede bağlayıcı ve değeri yüksek olmalıdır. Adalet, siyasi hesapların kurbanı edilmemeli, güncel hesaplar için feda edilmemelidir. En önemli sorumluluk, siyasetin toplumu kaosa sürüklemesini engellemektir. Hak aramak elbette meşrudur; fakat bu süreçte haksız konuma düşmemek, milletin huzurunu korumak ve hukukun üstünlüğüne olan güveni zedelememek gerekir.
Unutulmamalıdır ki CHP kriz çıkarmakta mahir olabilir; fakat kriz yönetmede usta değildir. Bu durum sürdükçe, halkın anlık reaksiyonlarla verdiği destek hızla erimeye devam edecektir. Millet, güvenini kaybettiği limana asla yeniden yaklaşmayacaktır. Bekleyip görelim.
