İlker Ulusoy, Murat Ergelen’in Ulaşımpark’a verdiği fotokopi hizmetinin doğrudan temin sınırlarını aştığını öne sürmüş ve bu işlemin aynı gün ikiye bölünerek yapıldığını iddia etmiştir. Ergelen ise bu suçlamaya sosyal medya üzerinden sert bir yanıt vermiştir; özetle: ne doğrudan temin sınırlarını aştı, ne de ikiye bölünerek sırf bize verilmesi için yapılmıştır. “Hodri meydan! İstediğiniz firmalarla bizim rakamlarımızı karşılaştıralım!” sözleriyle meydan okumuştur. Ayrıca “Mehmet Erkan Erten kimdir?” sorusunu da gündeme getirmiştir.
Ergelen’in bu sert çıkışının ardından İlker Ulusoy, Sözcü Gazetesi’ne yönelen bir açıklama yayımlamıştır. Açıklamada, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde kamu kaynaklarının şeffaf, adil ve rekabetçi yöntemlerle kullanılması gerektiğine dikkat çekildiğini vurgulamıştır. “Kamu malı, hepimizin ortak hakkıdır.” ifadesiyle ihalelerin hangi kuruma veya hangi siyasi görüşe ait olduğuna bakmaksızın mevzuata uygun yürütülüp yürütülmediğinin sorgulanmasının asli sorumluluk olduğu belirtilmiştir. “Şahıslarla bir problemim yoktur” diyerek kim olursa olsun kamu kaynağını haksız kullananın karşısında duracağını ifade etmiştir; CHP’li belediye de olsa AKP’li belediye de olsa aynı tavrı göstereceğini ve kamuoyuna gerçekleri belgeleriyle açıklamanın milletin hakkı olduğunu vurgulamıştır.
“Kamu vicdanı adına dile getirdiğim bu hususları kişiselleştirmeyi doğru bulmuyorum,” diyen Ulusoy, tarafa karşı yapılan ağır ithamlar ve hakaretlere rağmen meseleyi kişiselleştirmeme niyetinde olduğunu belirtmiştir. Ancak bu açıklama, konunun sığdırılarak kapatılmasına karşı bir duruş olarak görülmüştür.
Bu gelişmelerin ardından AK Parti İl Başkan Yardımcısı Murat Ergelen, Ulusoy’un yanıtına “İftiranın nefesi gerçeklerin adımlarını geçmeye yetmedi” başlıklı bir yanıtla karşılık vermiştir. Ergelen, konunun biteceğini düşünerek çamuru atıp kenara çekilemeyeceklerini vurgulamış; kim yazdıysa yazsın bu açıklamaların arkasında durulacağını belirtmiştir. Ayrıca Ulusoy’a karşı “söz, ağızdan çıkana kadar esirindir; çıktıktan sonra esirdir” ifadesiyle, karşı tarafı yalanlarla gündeme gelmekle suçlamıştır.
Mehmet Erkan Erten’in kim olduğu ve bu kişinin direct temin sınırlarını aşan 2022’nin ilk dört ayında hangi kalemlerin üzerinden yürütüldüğü soruları yine tartışmanın odak noktasına taşınmıştır. Ergelen, “Mehmet Erkan Erten kimdir? Bu kişi ne iş yapar?” sorularını sorarak yanıtı talep etmiş ve kamuoyuna dair hesapların ve alışverişlerin hangi kişiler üzerinden yürütüldüğünü sorgulamaktadır.
Bu süreç, kamu malı ve kamu kaynağının yönetiminde hesap verebilirliğin ne derece önemli olduğuna vurgu yaparken; film hâlâ bitmemiştir. Ergelen’in iftira/iddiası karşısında Ulusoy’un yanıtı, “asıl mesele gerçeklerin belgelerle açıklanması” gerekliliğini hatırlatmıştır. İp koparsa kimin düşeceği sorusu, sürecin en ciddi kozu olarak durmaktadır.
