Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Osmaniye’de halk buluşmasında MHP’ye yönelik olarak şu sözleri konuşmasına dahil etmişti: “Sırri Süreyye Önder’in fotoğrafını sevdiğin kadar, Fırat Çakıroğlu’nun fotoğrafını seveydin. Muhsin Yazıcıoğlu’nun fotoğrafını seveydin. Sırri Süreyya Önder’in fotoğrafını sevdiğin kadar, Apo’ya ‘kurucu önder’ dediğin kadar, Alpaslan Türkeş’in adını sayaydın. Şunun için kıymetli bunlar. ‘Bize niye güvenmedin’ diyorlar. FAYDANIN YÜZ BİN KATINI SANA ÜLKÜDAŞLARIN VERİRDİLER; Sen milliyetçilere niye güvenmedin? Sen ülküdaşlarına, kardeşlerine niye güvenmedin? Sen bu Apo’ya umut hakkı verip, ona onun katından bahsedip, Türkeş’in mezarında ona ‘kurucu önder’ demeyi hangi tehlikeyi savuşturmak için planladıysan, Öcalan’dan umduğun faydanın yüz bin katını sana ülküdaşların verirdi. Sırri Süreyya Önder’i sevdiğin kadar seveydin bizi. VATANI SATMADILAR. Ozan Arif gibi nice ülkücüler gitti bu topraklardan, zulüm gördüler, zindan gördüler ama vatanı satmadılar, devleti satmadılar. Ülkesi ayağa kalksın diye hayallerinden vazgeçmiş bir neslin genel başkanısın sen. Sen ülküsünün mürüvvetini görememiş bir neslin genel başkanısın. Öcalan’a gösterdiğin nezaketi kendi arkadaşlarına gösterseydin, yüz defa alırdık devleti, bin defa gömerdik PKK’yı. Ama göstermediniz. Ozan Arif’e ‘Allah rahmet etsin’ diyemezsiniz. Diyenleri görevden aldınız. Sinan Ateş’e ‘Allah rahmet etsin’ diyemez kimse. Görevden alırsınız. Ama Öcalan’a ‘kurucu önder’ diyorsunuz.”
Yığılmış eleştiriler ve sert tepkiler Ağırlığını sadece oturduğu koltuk belirler; Ülkü Ocakları Kocaeli İl Başkanı Abdülkadir Özdemir, Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu’na karşı şu ifadeleri kullandı: “Ağır”lığını bitek oturduğun koltuk bilir, horon oynamaktan ve süslü cümleler kurmaktan başka bir meziyeti olmayan birisin. Devlet yönetme ayrı, horon oynamak ayrı. Türk Dünyasının Lideri değerli büyüğümüz Sayın Devlet Bahçeli Beyfendi’ye laf söyleyecek kapasitede değilsin bile muhatap’ımız hiç değilsin. Bu ağız iyi bir ağız değil, bu gidişat iyi gidişat değil; ülkücü hareketle karşı karşıya kalman mukatterdir. “YAVUZ” yüzümüzü görmen an meselesidir. “DEVLET” yönetmek ayrı, horon oynamak ayrı. Hadi bakalım şimdi “DİK” horon vakti…!!!
